Pandemiyle beraber hayatımızın yıl dönümünü kutlarken sıklıkla duyduğumuz bir kelime: Psikolojik Dayanıklılık (resilience). Bu kavramın aslında dilimizde tam bir karşılığı var demek zor, dayanıklılık, direnç, psikolojik direnç, yılmazlık, esneklik veya en bilinen haliyle psikolojik dayanıklılık. Psikolojik dayanıklılık aslında farklı seviyelerdeki stres, belirsizlik ve değişikle baş edebilmek için hacıyatmaz olmak, sallansak da her seferinde tekrar dimdik durabilmek demek. Söylemesi kolay nasıl yılmadan geri kalkacağız her seferinde? Gelin biraz daha derinleşelim.
Ne Ola Ki Psikolojik Dayanıklılık?
Psikolojik Dayanıklılık, bir kişinin olumsuz olaylara karşı savaşmak için bumerang gibi geri dönebileceği anlamına gelir. Bu, daha sıkı yumruk atmayı öğrenmek ve etrafında dolaştıklarımızın karşısına çıkmak anlamına gelir. Dayanıklılık dediğimiz şey bir yetenek veya beceri değil, tekrar ayağa kalkmak ve devam etmekle ilgili bir durumdur. Dayanıklı bir insan olmak ve olumsuz durumlarla daha iyi baş edebilmek için sadece zorlu zamanlarda değil her zaman dayanıklı olmamız gereklidir ki her geçen gün ve yıllar içinde daha dayanıklı hale gelelim. Yani özünde dayanıklılık günlük değişimlere uyum sağlamakla ilgilidir. Bu durumda da hem beyin hem de beden işin içine girer. Örneğin, hızla değişen bir dünyada yaşıyoruz. Esnek olmalı ve her dakika meydana gelen hızlı tempolu değişikliklere uyum sağlamalıyız. Çünkü esnek ve uyumlu olursak, bu şekilde gelişmeye devam edebiliriz.
Dayanıklılığın Üç Şartı
İlk olarak, “değişim” gerçekliğini tanımalı ve kabul etmeliyiz. Hayat her zaman değişiyor, ancak değişimin hızı arttı ve değişiklikler daha önce düşündüğümüzden daha büyük bir hale geldi. Teknolojinin ve dijitalleşmenin etkisi bunun doğrudan bir sonucu ve bizi yeni sorunlara götürmekte. Olumlu bir değişim bilezaman zaman yıkıcı olabilir. Evrim bize daha dirençli bir doğa verme yolunda çok çalışırken biz nasıl daha olumlu bir değişim yaratabiliriz? İkinci olarak esnek olmanın kaynağı değişikliklere mümkün olan en iyi şekilde uyum sağlayabileceğimiz yolları kabul etmektir. Ve sonuncu olarak, yıkılmadım diyebilmek için olumsuz deneyimlerimizden ve hatalarımızdan ders almalıyız..
Daha Dayanıklı Olmak İçin Stratejiler
İlk olarak, “değişim” gerçekliğini tanımalı ve kabul etmeliyiz. Hayat her zaman değişiyor, ancak değişimin hızı arttı ve değişiklikler daha önce düşündüğümüzden daha büyük bir hale geldi. Teknolojinin ve dijitalleşmenin etkisi bunun doğrudan bir sonucu ve bizi yeni sorunlara götürmekte. Olumlu bir değişim bile zaman zaman yıkıcı olabilir. Evrim bize daha dirençli bir doğa verme yolunda çok çalışırken biz nasıl daha olumlu bir değişim yaratabiliriz? İkinci olarak esnek olmanın kaynağı değişikliklere mümkün olan en iyi şekilde uyum sağlayabileceğimiz yolları kabul etmektir. Ve sonuncu olarak, yıkılmadım diyebilmek için olumsuz deneyimlerimizden ve hatalarımızdan ders almalıyız..
Şu anda ne düşünüyorum?
Kendime güveniyor muyum?
Kendini iyi mi yoksa kötü mü hissediyorsun merak ediyorum.
Kontrol hala bende gibi hissediyor muyum?
Hayatım yolunda gibi hissediyor muyum?
Rahat, olumlu ve tanıdık bir ortam bulun. Kendinizi bunalmış ve kaybolmuş hissettiğinizde, durma ve iç kaynaklarınızla temasa geçme zamanı. Sonra içsel bilgilerinize, kaynaklarınıza erişin ve ilham ve motivasyonunuzu tekrar kazanın. "Fişi çekmek" için zaman ayırın. Tüm kuru gürültüyü ortadan kaldırın. Televizyonu, interneti, telefonu ve radyoyu kapatın.
Kişisel bir esneklik araç seti oluşturma
Stratejik Liderlik Merkezi, stresin nasıl yönetileceğini ve işyerinde dayanıklılığın nasıl artırılacağını öğretir. İlk araç dayanıklılık eğitimidir! Bu ilk eğitim, kendi kişisel dayanıklılık araç setinizi geliştirmek için kullanmaya başlayabileceğiniz bazı araçlar ve stratejiler sağlar. Dayanıklılık gücünüzü oluşturun. Bir sorunuz olduğunda, bir sorununuz olduğunda veya bir çözüme ihtiyaç duyduğunuzda, o soru veya durumla sanki bir dağa tırmanmışsınız gibi yüzleşmelisiniz. Kendinizi çok soğuk ve yapayalnız hissetmeye başlayabilirsiniz, ancak sevdiklerinizi, toplumu ve kendi kültürünüzü gözünüzde canlandırır ve odaklanırsanız, bir güç oluşturmaya başlarsınız ve korku sisine tırmanır ve bir çözüm düşünürsünüz. Aklınızda çözümler ortaya çıkmaya başladığında, hayatınız hakkında çok daha iyi hissedersiniz.
Sonuç
Daha dirençli olmanın birçok yolu vardır. Bununla birlikte, en yararlı olanların şunlar olduğunu görüyorum:
Kendinizle daha fazla zaman geçirin. Tutumunuzu değerlendirmek ve onu geliştirmek için zaman kullanın. Hayata karşı tutumunuz önemlidir.
Kendinizi ve durumunuz değişirse ne yapacağınızı düşünün.
Hayatlarımız daha olumlu ve "olması gerektiği" gibi olduğu zaman, olasılıklara daha açığız. Bu bize güven ve uyum sağlama yeteneği sağlar.
Mindfulness pratiklerini uygulayın ve düşüncelerinizin, tepkilerinizin farkında olun. Daha az olumlu bir durumda olduğumuzda, duygularımız tamamen kontrol altında olmayabilir ve bu da sıkıntıya neden olabilir. Daha dirençli olmak için kendi duygusal durumumuza karşı uyanık olmalıyız. Neler olup bittiğini değerlendirmek ve ayarlamalar yapmak için birkaç dakikamızı ayırabiliriz.
Tüm bunların yanında önemli olan bu yolculukta yalnız olmadığınızı hatırlamaktır. Tüm koşullarınızı kontrol edemeyebilirsiniz, ancak sevdiklerinizin ve güvenilir profesyonellerin desteğiyle yaşamın zorluklarının üstesinden gelebileceğiniz yönlerine odaklanarak gelişebilirsiniz.
Comments